"Eğitim çocuğu sevmekle başlar." M.Kemal ATATÜRK

3 Eylül 2008 Çarşamba

*****HAFTANIN HİKAYESİNİN DEVAMI SENDE

3-F Sınıfının minik yazarları;
Bu bölümde yapmanız gerekenleri sıralıyorum:
1. Haftanın hikayesini okumak
2. Gözünüzü kapatarak hikayeyi zihninizde canlandırmak.
3. Okuduğunuz hikayeyi ailenizden birine anlatmak(olayların oluş sırasına göre).
4.Kendinizi hikayede en beğendiğiniz kahramanın yerine koymak.
5.Bu kahramanın düşüncelerine göre hikayenin geri kalanını yazmak (seçtiğiniz kahramanın ağzından).
ÖNEMLİ NOT:Minik yazarlarım, sizlere tavsiyem; önce hikayenin sonu nasıl olmalı iyice düşünün.Sonra düşündüklerinizi bir kağıda yazın. Daha sonra yazdıklarınızı okuyun, beğenmediğiniz yerleri düzeltin.Hikayenizin en son halini çok temiz bir kagıda, en güzel yazınızla yazın.Hikayenizin altına hikayeniz ile ilgili resim yapmayı unutmayın:)
:) Bu görevi yapmak zorunlu değildir. Fakaaaattt hikayeyi okuyup, sonunu yazıp bana teslim eden minik yazarlarımın fotoğrafları bu sitede yayınlanacaktır.En beğenilen üç hikayenin yazarlarına "Başarılı Minik Yazar" belgesi verilecek, ayrıca hikayesi bu sitede yayınlanacaktır.


1.HAFTANIN HİKAYESİ
Başlangıç tarihi 15 Eylül 2008 - Teslim tarihi:22 Eylül 2008


AHMET VE TELEVİZYON

Küçük Ahmet henüz ilkokul üçüncü sınıfa gidiyordu. Okulunu çok seviyor, derslerine çok çalışıyor ve başarısı ile göz kamaştırıyordu. Bu başarısını derslerini çok iyi dinlemeye ve eve gelince okulda gördüklerini kısaca tekrarlamaya borçluydu. Bu başarısından dolayı kendisi de çok mutlu oluyor, ailesinin de mutlu olduğunu farkediyordu. Bir hafta sonu arkadaşı Mustafa'da haftasonu nu geçirmesi için anne ve babasından izin istedi. Mustafa'nın evi Ahmet lerin evine beş dakikalık yoldaydı. İşte Ahmet'in başarısı bu arkadaş ziyaretinden sonra azalmaya başladı. O hafta sonu Mustafa ile birlikte bütün günlerini televizyon başında cocuk filmleri ve cizgi fimler izleyerek geçirdiler. Ahmet önceleri sıkıldı ama sonsa hoşuna gitmeye başladı, bütün gün çabucak geçti, ev çalışmalarını hep ertelediler, sonra da uykuları geldi ve yatıp uyudular. Ahmet bu işi çok sevmişti, okuldan gelince televizyonun karşısına geçip sürekli film seyretmeye başladı. Derslerini acele yapıyor ve fazladan hiç çalışmıyordu. Bir süre sonra evde hiç çalışmaz oldu, derleri aksatmaya başladı. Sınavlarda başarısız olmaya ve tüm hayatı etkilenmeye başladı. Önce öğretmenlerinin sonrada arkadaşlarının gözünden düştü. Sürekli dizilerden ve çocuk filmlerinden bahsediyor, dersleri sürekli ihmal ediyordu. Bir süre sonra anne ve babası okula çağrılıp öğretmenler tarafından uyarıldı. Ahmet artık mutsuz bir çocuk olmuştu. Ailesi de ona eskisi kadar destek olmuyordu. Ahmet herşeyin farkına vardı, televizyon onu mahvetmişti. Halbuki babası da televivyon izliyordu ama sadece haber ve tartışma programları ile bazı seçme filmleri izliyordu, ne kadar bilinçli bir seyirciydi babası, şimdi onun bu programlı davranışını anlayabiliyordu. Bir karar verdi, televizyon seyretmeyi azaltacak ve derslerini yenden çalışmaya başlayacaktı. Televizyona savaş ilan etti. Onu seyretmede kendisine plan hazırladı. Haftada iki gün sadece çok sevdiği birkaç filmi seyretmeye karar verdi. Ailesi ona bu konuda hiç baskı yapmamıştı. Ahmet eski başarısına yavaş yavaş geri dönmeye başlayınca etrafındakiler de bu değişimi farketti. Artık yine eski başarısına kavuşmuştu, televizyonu yenmişti. Kendisi ile gurur duyuyordu. Ahmet yıllar sonra.........................................................................................DEVAMI SANA AİT MİNİK YAZAR


Hiç yorum yok: